34,7004$% 0.26
36,7726€% 0.37
44,2923£% 0.52
2.960,54%0,92
4.919,00%0,14
3358716฿%0.72969
Karadeniz’de bulunan 540 milyar metreküplük doğalgazın karaya taşınmasında eş zamanlı 6 bin çalışma sürüyor. Normal şartlarda 5 ila 10 yıl süren çalışmaların hızlandırılmış bir şekilde 2,5 yılda tamamlanacağını aktaran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Dünyada bu kadar sürede bu hazırlığı yapabilen başka bir ülke yok” dedi.
Türkiye’nin Karadeniz’de keşfettiği 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin 170 kilometrelik boru hattıyla gaz işleme tesisine iletilmesi için ilk boru döşeme ve kaynak töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Tören sonrası televizyon yayınına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, çalışmaların eş zamanlı yapılmasıyla birlikte sürecin hızlandırıldığını anlattı. Dönmez, “Bundan yaklaşık 1 yıl önce 11 ay diyelim Temmuz sonu gibiydi. İlk serbest akış testlerini yaptığımız gazı yaktığımız güne gittik. Filmi bir yıl öncesine getirirsek ilk keşfimizi Cumhurbaşkanımızın açıkladığı tarih 2020 Ağustos ayı biliyorsunuz. Ondan sonra süratle işlerimizi planladık. Mühendislik çalışmaları başladı. Eş zamanlı malzemelerin siparişleri alındı. Burada seri değil eş zamanlı getiriyoruz birisi bitecek birisi başlayacak olsa bu projeyi on yılda bitiremezdi” şeklinde konuştu.
“Doğu Akdeniz gazı pazarlara gitmek istiyorsa en ekonomik koridor Türkiye”
İsrail ile olan ilişkileri değerlendiren Bakan Fatih Dönmez, şöyle dedi:
“Önce Akdeniz’de başlamıştık. Orada da 7-8 sondajımız oldu. Ama Karadeniz gibi bir keşifle sonlandıramadık. Orada bazı işaretlerin geldiği sondajlarımız oldu. Ancak ekonomik değeri yoktu ve biraz daha detaylı yanlarında sondajlar yapmamış emin olmamız gerekiyordu. Karadeniz’deki filomuzun yoğunluğundan dolayı ağırlığımızı buraya verdik. Oraya tekrar bakacağız Akdeniz’i biz ihmal etmiş değiliz. Ama öncelikli alanımız Karadeniz. Biz üretimi 10 milyon metreküp olarak yapacağız ki yaklaşık 3 buçuk 4 milyar metreküpe denk gelir yıllık bazda baktığımızda. Bu birinci fazla alakalı verdiğim rakam. İkinci faz bizim maksimum üretime çıkacağımız dönem olacak. Orada 40 milyon metreküpü hedefliyoruz. Belki 50 milyon metreküpe de çıkabiliriz. Bu ilk fazda ele edeceğimiz veriler bize daha sağlıklı veriler verecek. Maksimum üretime çıktığımızda 2026 en geç 2027 de ülkede kullanılan gazın neredeyse yüzde 25’lik 30’luk kısmını bu sahadan üretmiş olacağız. Başka bir ifade ile konutlarda kullanılan gazın tamamını Karadeniz’den üretmiş olacağız. 25-30 yıl süreyle. Bütün öngörülerimiz o şekilde. Şu anda doğalgazda yüzde 99 dışa bağımlı ülkeyiz. Bu bağımlılığımızı ciddi oranda azaltmış olacağız. Bu orana yeni rezervler yakalayabiliriz. Oturup konuşuruz, sadece konutlar değil sanayi ve ticari işletmelerin de gazını bulduk diyeceğiz. Türkiye aslında hem kendi enerji arz güvenliğini tahkim etti bu süreçte hem de Avrupa’nın arz güvenliğine ortak olduğu desteklediği projelerle katkı sağladı. TANAP bunlardan birisi, Türk Akımı tartışılsa d a bunlardan birisi. Doğu Akdeniz’de çıkacak gaz bu bizim kendi yetki alanımızda olabilir. İsrail olabilir, Mısır gazı olabilir. Karşılıklı fayda temelinde projeler çalışılır. Eğer ekonomik olursa neden Türkiye üzerinden götürülmesin. Sorusunun cevabını birlikte verebiliriz. Geçmişte de İsrail’le ilişkiler kopmadan önce bazı temaslarda teknik düzeyde olmuştu. Biz o zaman da aslında çok kapıları kapatmadık. Bunu ekonomik konu olarak bakıyoruz değerlendiriyoruz diye ama eski İsrail hükumetinin yaklaşımı olumsuzdu. Bir ilerleme kaydedilememişti. Son dönemde yeni hükumet bu konulara daha pozitif baktığını söyledi. Bugünden yarına gerçekleşecek konular değil. Eğer Doğu Akdeniz gazı pazarlara gitmek istiyorsa en ekonomik, en hızlı realize edilecek koridor Türkiye. EASTMED başta çok konuşuldu ama ekonomik olmadığı çok süre alacağı için Amerika başta olmak üzere birçok ülke projeye olan desteğini çekti. Türkiye’nin de bugüne kadar yaptıkları ortada. Yarın belki Irak olabilir, yeri keşifler olursa oradan gelebilir. Hazar civarı ülkelerden de yeni kaynaklar söz konusu olabilir. Dünya yeni bir enerji krizine doğru hızla ilerliyor. Bazı ülkelere uygulanan ambargolar nedeniyle hem petrol ve gaza olan erişimler engellendiği sürece bu fiyatların durdurulması çok zor gözüküyor. Avrupa’da bunun farkında. Yeni kaynak arayışları ve kaynağı çeşitlendirme, rotaları çeşitlendirme ihtiyacı hissediyor. Bunlar oturulup konuşulup tartışılıp üzerinde mutabakat sağlanacak konular olarak görüyoruz.”
“Gazı verdiğimizde birçok alanda rekor kırmış olacağız”
Keşifle birlikte diğer sondaj gemilerini Karadeniz’e çektiklerini anlatan Bakan Fatih Dönmez, boru döşeme işlemlerini yıl sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını ifade etti. Bakan Fatih Dönmez, 170 kilometrelik hatta doğalgazın taşınmasının yanı sıra otomasyon hattının da kurulacağını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyada derin denizde bu ölçekte yapılan işlere baktığınız da herhalde en zor sahalardan birisi muhtemelen de inşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ilk gazı verdiğimizde herhalde gazı verdiğimizde de birçok alanda rekor kırmış olacağız. Keşifle birlikte biz arkasından diğer gemilerimizi de buraya çektik. Çünkü ilk keşfimizi Fatih sondaj gemisi yaptıktan sonra sadece ona bırakmış olsak iş planlarımızda gecikme olmuş olacaktı. Akabinde Kanuni, Yavuz Sondaj gemimizi buraya çektik. Bir taraftan Barbaros Hayrettin Paşa aslında sismikleri yapmaya devam ediyor. Karadeniz’de arayacağımız çok saha var. Ekibimizi donattık. Birçok arkadaşımız Cumhurbaşkanımızın tabiriyle milli takımımızı genişletiyoruz. Ve bir ekip çalışmasıyla bugünlere geldik. Amasra’da bir başka keşfimiz oldu. Onunla birlikte 540 milyar metreküp keşfimiz oldu. Onun için de hummalı
çalışmayla bu işleri planladık, projelendirdik. Bir lojistik planı dahilinde de süratle sahaya getirmeye başladık. Önemli aşamalardan biri de o gazı karaya getirecek boru hattının ilk kaynağının yapılması ve denizin dibine döşenmesi işiydi. Bugün Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle ilk kaynağı gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar borulama işlemini bitireceğiz. Burada sadece tek boru yok. Gazı taşıyacağımız boru hattının var. Ona yardımcı olmak için çeşitli kimyasal maddelerin sahaya gönderileceği hattımız var. Yine sahadaki bu işleri denetleyecek, kontrol edecek bir yerde otomasyon hattımızı içeren hattımız daha olacak. Üç hattı yıl sonuna kadar çekmeyi planlıyoruz. Bir yıl önce burada kara tesislerinin temelini atmıştık. Ona da ciddi bir çalışma var. Çünkü bu gazı karaya getirdikten sonra işlenmesi gerekiyor. Sonra da ulusal iletim sistemimize bağlamamız gerekiyor. BOTAŞ 36 kilometrelik hat çekecek. Zonguldak’taki ana hattımıza bağlayacak. Onların boruları geldi, güzergahları belirlendi. Hummalı şekilde çalışma var. Paketi sıkıştırdık. Kompakt hale getirdik. Keşiften üretime kadarki hazırlık süresi 2,5 yıl olmuş olacak. Dünyada bu kadar kısa sürede bu hazırlığı yapabilen başka bir ülke yok. Karadaki çalışmalar da hızlandırılmış bir şekilde devam ediyor.”
“Bize eleştiriyi yöneltenler utanırlar mı bilemiyorum”
Bakan Fatih Dönmez, Türkiye’nin sondaj çalışmalarında beyin göçünü tersine çevirdiklerini ifade ederek şöyle dedi:
“2017 yılında ilk gemimiz geldiğinde Fatih Sondaj Gemimiz Antalya açıklarında sondajımız vardı. Gemi bizimdi ama içeride bir elin parmağını geçmeyecek personelimiz vardı. Şimdi aşağı yukarı gemilerde çalışanların oranına baktığımızda şu anda 3’te 2’yi geçtik. Buradaki arkadaşlarımızın bir kısmını yurt dışından transfer ettik. Yani beyin göçünü tersine çevirdik. Belirli fedakarlıkları göstererek çalışmaya başladılar. Buradaki çalışmalar çok kısa süre içerisinde neticelenmiş olması tüm dünyanın da dikkatini çekti. Biz gerek 2020’deki keşifte, gerekse Amasra keşfimizle birlikte o yıl tarihlere denizlerdeki en büyük ikinci keşfi olarak geçtik. Bu keşifler gerçekleşince de bu alanda çalışan birçok ülke ve şirketin dikkatini çekti. Dünyanın dört bir tarafında TPAO’nun bir alt şirketi olan OTC’ye teklif geliyor. Önceliğimiz Karadeniz olmakla birlikte bir iş fırsatını değerlendirmiş olduk. Dünyanın dört bir tarafında bu projelerin içinde olan yöneticilik yapan kardeşlerimiz vardı. Geçmişte açıklananlarla alakalı olarak baktığımız çoğu gayri resmi açıklamalar. Yani TPAO’nun veya Enerji Bakanlığı’nın keşiflerle ilgili açıklamalarına baktığınızda bir keşif açıklanmış. Burada hiçbir şeyi gizlemiyoruz. Sahada hummalı bir çalışma var. İnşallah 2023 ilk çeyreğinde milletimizle bu gazı buluşturacağız. Utanırlar mı bilemiyorum bu eleştiriyi bize yöneltenler. Biz kınayanların kınamasından korkmadan ben ve ekibim bu çalışmaları sonuna kadar takip edip insanımızla bu hizmeti buluşturmak için gece gündüz çalışıyoruz. Beyhude karalamalardan öteye geçmeyecek. Daha önce de ifade etik. Bugünkü uluslararası piyasalarda oluşan fiyatlara baktığınızda Karadeniz’den üreteceğimiz gazın fiyatı çok daha ekonomik olacağı gözüküyor. Dolayısıyla bu maliyetlerdeki uygunluk hem vatandaşı memnun edecek hem de devletimizi. Başka bir ifadeyle hem vatandaşımız kazanacak hem devletimiz kazanmış olacak. Yıllarca yerli petrolü, gazı vatandaşımız bekledi. İnşallah bunun karşılığını hep birlikte alacağız biraz sabırlı olalım. Çünkü şu anda çalışmalar devam ediyor. Bize intikal ediyor gazı bulduk diyorsunuz ama hala fiyatlar indirim yok diye. Gazi bulduk ama daha onu çıkartacağız, ondan sonra konuşacağız. Vatandaşımız müsterih olsun bu faydayı 84 milyon insanımız hissedecek. 84 milyonda 1 hissemiz var. Ama bu gaz hepimizin, müşterek. İnsanımız da mutfağında bunun faydasını görecek. Yoğunluğumuzu Sakarya Gaz Sahasına verdiğimiz için bir an önce üretime hazırlamakla alakalı ama bir taraftan da sismik çalışmalar yerin altının bir yerde filmini çekme, araştırma çalışmalarımız da devam ediyor. Oradan da olumlu dönüşler var. Önce filmleri, dataları verileri okuyoruz. Aşağıdaki formasyon nasıl diye. Sakarya Gaz Sahası ile birlikte Karadeniz’in formasyonunu o bulgulara yeniden değerleme ve yorumlama imkanına sahip olduk. Yoksa 2005’ten 2015’e kadar 6-7 tane uluslararası petrol şirketlerinin sondajları da oldu. Ama herhangi keşifle sonlandıramadılar. Şimdi o sahalarda dahil olmak üzere bizim bu yeni verilere göre yeniden değerlendiriyoruz o bize hakikaten yeni ufuklar açacak. İnşallah yeni müjdelere de kapılar açacak. Biz buna inanıyoruz. Biraz daha sabırlı olmak lazım. Karadeniz bir yer de Hazar Denizinin potansiyelini barındırıyor desek abartmış olmayız.”
Kozlu’da yeni panoda üretime başlandı